31 Ağustos 2009 Pazartesi

Bir iftar menüsü de benden:)

Kalabalık misafirlerimiz için çok ideal, bereketli, sunumu servisi kolay bir menü ile karşınızdayım:)
10- 15 kişilik misafirleriniz için ne pişirsem diye düşünüyorsanız tavsiye edilir. Genel olarak az sayıda misafir ağırladığımız için pişirme süresi ve sunumda daha oyalayıcı tarifler denerdim.Bu menüde ki tarifler çok pratik ve lezzetli!!!Ben sadece nefis tarçınlı&cevizli tatlının tarifini ölçüsüne göre yazıyorum. Diğer tariflerin hepsi göz kararı yapıldı:)sizde kişi sayısına,damak zevkinize göre malzemeleri ayarlayabilirsiniz!!!
Menümüz;
*İftariyelik (Hurma, zeytin, kayısı, ceviz)
*Sıcak pide ile tereyağı kaşar peynir
*Mercimek Çorbası ( Düdüklü tencerede )
*Kıymalı,havuçlu, üzümlü kolay börek
*Fırın torbasında patatesli soslu tavuk incik
*Pilav
*Mevsim salata
*Közlenmiş Kırmızıbiber salatası
*Tarçınlı&cevizli tatlı

İşte bu kadar!!!
Mercimek çorbasını herkes kendine göre bir tarifle yapar, çeşit çeşit lezzetler çıkar ortaya...Benim ki basit büyük boy soğanı ve 2 diş sarımsağı doğrayıp zeytinyağı ve birazda margarinle soteleyip, bir kaşık biber salçası, tuz, karabiber, kimyon, toz kırmızı biber ekleyip yıkanmış kırmızı mercimekleri içine atıp bir iki karıştırım ve suyunu eklerim. Kereviz saplarını da ekleyip düdüklünün kapağını kapatıp, 15- 20 dk pişiririm. Ben her zaman biraz koyu pişiririm çok daha lezzetli oluyor. Üzerine serviste pulbiber ve kuru nane...Hepsi bu kadar:)
Böreğe gelince; benim genelde yöntemim hep aynı, tembel işi ya da çalışan bayanların kurtarıcısı diyebiliriz:) Malzemeler değişir sadece...Büyük borcam tepsi için 3- 4 yufka yeterli olur. Tepsiyi margarinle yağlayıp bir tane yufkayı kenarları dışarıda kalacak şekilde seriyoruz. Bir tane yufkayı içine parçalıyoruz; süt, yumurta, tuz,zeytinyağı ve 1 şişe maden suyu ile hazırladığımız karışımı yufkaların üzerine gezdiriyoruz. İçini ise soğan, kıyma,havuç ve dolmalık üzüm ile hazırladım. İç malzemeyi yufkanın üzerine koyup diğer yufkayı da içine parçalayıp sütlü karışımdan tekrar gezdiriyoruz ve üstüne ilk yufkanın kenarlarını kapatıp üzerine sütlü karışımın kalanını döküp 2-3 saat dolapta bekletiyoruz. Misafirlerin gelmesine yakın fırına veriyoruz.
Son olarak tavuk incik tarifi; ilk defa denedim sonuç süper!!!
Göz kararı biber salçası, domates salçası, yoğurt, zeytinyağı, soya sosu, limon suyu, kekik, nane,tuz ile bir sos yapıyoruz ve tavukları sosun içine atıp 1-2 saat dolapta bekletiyoruz. Dolaptan çıktığında içine yuvarlak patatesleri doğrayıp,karıştırıyoruz. Fırın torbalarını unlayıp içlerine tavukları , patatesleri yerleştiriyoruz. Ben 15 tavuk parçası 5 patatesten pişiridim . 3 ayrı torbada fırına verdim. 1 saat 15 dk. da yumuşacık lezzetli tavukları servis edebilirsiniz.
Son olarak Cevizli&Tarçınlı tatlı; (Büyük boy yuvarlak borcam tepsi için)
Malzemeler;
3 yumurta
2 bardak şeker
1 bardak yoğurt
1 bardak irmik
1 tatlı kaşığı kadar karbonat
2 bardak un
1 bardak ceviz
Tarçın
Şerbeti için;
4 bardak şeker
4 bardak su
Yarımdan az limon
Yapılışı; Yumurta ve şekeri çırpıyoruz. Ardından yoğurt ve irmiği ekliyoruz. Karbonatı yoğurdun içine karıştırmanız tavsiye edilir. Ardından unu ekleyip yağlanmış tepsiye döküyoruz. Üzeri kızarana kadar 180 derecelik fırında pişiriyoruz. Kek kısmı pişerken şerbetimizi yapıyoruz. Fırından çıktıktan sonra şerbeti ılık olarak üzerine döküyoruz. Bol tarçın ve ceviz serpiyoruz.
Malesef o teleşla fotoğraflarını çekemedim.Sadece tatlı fotoğrafı var oda çok acele ile çekildi.
Umarım çok karışık olmamıştır tarifler, afiyet olsun!!!

30 Ağustos 2009 Pazar

27 Ağustos 2009 Perşembe

KAZDAĞLARI YANIYOR!!!

Yazıklar olsun!!!Yangın dün akşam saatlerinde, hava kararmaya başladığında, insansız bölgede ve aynı anda birkaç yerde başladı...Kesinlikle sabotaj!!!
Ciğerlerimiz yanıyor, geleceğimizi elimizden alıyorlar farkındamısınız???

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Trakya Turu-3:) İğneada, Kıyıköy ve İstanbul'a dönüş...


En son nerde kalmıştık; Sucuk ekmek molasından sonra Kıyıköy'e doğru yine köy yollarından ,yemyeşil orman yollarından gittik...İğneada fotoğraflarından bir tane eklemişim sadece o yüzden bir kaç tane daha İğneada fotoğrafı fena olmaz diye düşündüm....İğneada'da sahil çok uzun, ama deniz çok dalgalı ve ben her zaman Karadeniz'de denize girmek için çok dikkatli olunması gerektiğini düşünürüm. Ama renk gerçekten harika, kıyıdaki çay bahçelerinde birşeyler içip izlemek, denizi izlemek çok huzur vericiydi:)

Evettt Kıyıköy'deyiz. Eski adı Midye eskiler öyle söylüyor hala...
Tamamen surlar içinde bir yerleşim yeriymiş Kıyıköy, çoğu yerde olduğu gibi eskilerden çok az şey kalmış...

Tepeden liman manzarası harika!!!Yeşilin ve Karadeniz'in muhteşem buluşması:)
Kıyıköy'de çok güzel balık restorantları var, pansiyon ve motellerde var sanırım ama günü birlik gezilip görülesi, küçük sevimli br kıyı kasabası:)
Artık dönüş yolundayız:)
Harika bir haftasonuydu, bitti ve İstanbuldayız...

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Trakya Turu-2:)Armağan Köyü-Demirköy Dupnisa Mağarası...


Armağan Köyünde 2. sabah:)Güne yine taze meyvalarla başlayalım, Zeynep zaten çilekleri toplamaya başlamıştı:)üzümler çok güzeldi, tazecik bağdan...

Kahvaltı masamız hazır,yine ev ekmekleri, taze domatesler, biberler:)


Kahvaltıda o kadar çok yedimki, ama üstüne bir salkım daha üzüm yemeden olmazdı tabi:)

Yine bahçeye attım kendimi, bu sarı çiçekler bamyanın çiçeği; ne kadar güzel değil mi?Bamyada topladık tabi!Bir güzel tamizleyip, anneciğim çok güzel öğretmişti bana, incecik itina ile temizlenecek bamyalar, yıkanıp bir güzel üzerine de kokulu yaz domatesi doğranıp kış için dolaptaki yerlerini alacaklar:)
Marullar, karnıbaharlar...Çocuklar gibi mutluyum bahçede:)

Mısırlar kuruması için yaz sıcağında bahçenin köşesine kurulmuşlar:)
Çuşka!!!Bir pomak yemeği...İlk defa görüyorum taze fasulyeler kuruması için ipe dizilmişler, bir güzel pastırmayla pişiriliyormuş, pişirme yöntemi kurufasulye gibiymiş...
Artık Armağan'dan ayrılma zamanı:(
Pazar günü için çok yoğun bir planımız var; orman yollarından yeşil yeşil, geze geze Dupnisa Mağarasına gittik! O kadar duyardım hiç gitmemiştim...Dupnisa Mağarası Demirköy İlçesi sınırları içerisinde...Çok etkileyeci, yıllar önce yatırım yapılıp turizme açılmış mağara...Dışarısı sıcak ama mağaraya girer girmez soğuk, ferah bir hava sizi karşılıyor. Fotoğraflar karanlıktan dolayı çok iyi görünmeyebilir.Ayrıntılı bilgi için;http://tr.wikipedia.org/wiki/Dupnisa_Ma%C4%9Faras%C4%B1




Ve işte İğne adadayız! Çocukluğumda gelmiştim en son...Her zamanki gibi hırçın karadeniz...Ama rengine hayran oldum:)

Galiba yine acıktık!!!Sucuk ekmek molası:)
Tabela nasıl ama!!!Ancak bu kadar yalın bir dille anlatılabilinirdi bence...Kesinlikle katılıyorum, çöp atan gelmesin:)
Ama malesef tabela da işe yaramamış, çöpler yine yerlerde:(:(:( Biz gerçekten çocuklarımıza yaşanamayacak bir dünya bırakmakta kararlıyız!!!



O kadar çok yedimki, kesinlikle anlatamam...Zaten bu haftasonu tam 2 kilo almışım inanılmaz:):):)
Şimdilik bu kadar...Gün bitti mi hayırrrrr..Daha kıyıköy ve arka köy yollarından İstanbul'a dönüş var:) Yarın olmazsa öbürgün yazıcam ...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Trakya Turu-1:) Kırklareli Armağan Köyü...

Haftasonu gezdik, yedik , eğlendik ve İstanbul'a yenilenmiş olarak döndük...:)Ne kadar özlemişim doğal domates kokusunu!
Zeynep'lerle Haftasonu cuma akşamından Kırklareli'ne, köylerine gittik...
Cumartesi uyanır uyanmaz kendimi bahçeye attım, mis kokulu çilekler topladım, doğal, hormonsuz mis kokulu sebzeler topladım öğleden sonraki piknik için:)
Biberler, patlıcanlar, domatesler! Her mevsim her sebzeyi yemek istemiyorum artık, çocukluğumdaki gibi beklemek istiyorum domates mevsimini...
Bahçede bir güzel kahvaltı ettik, Zeynep Canım ellerine sağlık domates soslu biber kızartmasını ben bitirdim galiba:):):)
Sabah Ayten Teyze ev ekmeğini hazırlamıştı bile...
Ev ekmeğine bayılırım, ama her zaman bulmak ne mümkün:(
Sağolsun ellerine sağlık orada yediklerimizin yanında eve de getirdik:)


Kahvaltıdan sonra ekmeklerimiz pişti mis gibi!hazırlandık piknik için...
Dere kenarında bulduk yerimizi yerleştik ,manzaraya bakarmısınız! Bu dere kirlenmemiş, atık karışmamış nadir derelerden biriymiş...


Bir güzel kurulduk, önce mısırlarımızı yedik.Tüm yediklerimiz gibi bunlarda bahçeden:)

Şunun güzelliğine bakarmısınız:)Minicik mısır koçanı...

Ateşimiz hazır artık; hemen patlıcanlarımızı, biberlerimizi közledik salata için:)

Tavuğumuzun pişme yöntemi çok ilginç; teneke de tavuk! Tavuğu bu şekilde bir sopaya,şişe geçiyorsunuz, köze oturtup üstüne tenekeyi ters kapatıyorsunuz, tenekenin etrafını közle kaplıyorsunuz 1 saatte hazır:)


Kavunlar, karpuzlar hazır! tabiki bahçeden...






Nasıl ama patlıcan salatamız...Közde biber, patlıcan , üstüne 2 domates doğruyoruz ve üstüne bol sarımsaklı, sirkeli, zeytinyağlı sos yapıyoruz:)



Pikniğimiz çok güzeldi, Ayten ve Nürsel Teyzeye,Amcalara, muhabbetleriyle pikniğimize tat katan dede ve ninemize çok teşekkürler:)
Çayımızı da içtik keyifli keyifli; daha ne olsun:)


Günümüzü baraj gezisiyle noktaladık:)
Devamı yarın...

16 Ağustos 2009 Pazar

Haftasonu süperdi...

Haftasonu Kırklareli'ndeydim. Süperdi, Armağan Köyü, Dupnisa Mağarası, İğneada, Kıyıköy...Harika anılar ve fotoğraflarla döndüm.Umarım yarın zamanım olur fotoğrafları yayınlarım...Şimdilik kaçtım ben:)

14 Ağustos 2009 Cuma

Aykut Oray'ın ardından...


Çocukluğumuzun unutulmazlarından Bizimkiler dizisiyle tanımıştır bizim jenerasyon onu...Yaptığı önemli projelerle, bıraktığı izlerle aramızdan ayrıldı Aykut Oray...
Bu kadar zengin bir kadro, bu kadar sade bir senaryoyla 14 yıl süren bir serüven...Bizimkiler...
Şimdi televizyonlarda bize layık gördükleri programları düşünüyorumda...!!!
Kapıcı Cafer, Sabri Bey, Ayla Hanım, Halil pazarlama, Davut usta, Halis, Sarhoş Cemil, Sevim Hanım, Şükrü Bey, Nazan Hanım, Ali- Bilge, Tak tak Sedat ve Katil Yavuz...Unutmadık sizleri!!!